Fethullah Gülen Hocaefendi Şiirleri

Aç Kapını
İltifât et aç kapını bendeni sevindir.!
Nağmeler sun ruhuma ötelerin dilinden;
Sun ve gönlümü saran hafakanlarımı dindir.!
Sunduğun gibi nâçârlara kendi elinden.
Sensin o tek merhametli bana da bir ihsan,
Lutfeyleyip yolumu otağına çevir.!
Yol boyu her dönemeçte nezdinden bir bürhan;
Sal ufkuma ahdini emânıma yetiştir!
İç içe gurbetteyim, yok gurbetlerin dibi,
Ağarsın ak günler, ersin zulmetin eceli.!
Sensin bu gamnâk gönlümün Biricik Sahibi,
Herkes gibi ne olur bana da bir tecellî.!
Ve her ân yepyeni bir vuslat heyecanıyla,
Gönlüme o derin sevginin zevkleri insin.!
Hep kanatlansın ruhum aşkının tufanıyla.
Hicranla köpüren ızdıraplar bir bir dinsin!
Duyayım kalbimde tecellî ettiğin ânı.
Ve bakışlarım sonsuzun rengine boyansın!
Göreyim şevkin vuslata döndüğü zamanı...
İsterse artık her yanım ateşlere yansın...
Bir sırlı âlem ki güneş tıpkı bir bengisu,
Madde çözülüp mânânın bağrında erimiş;
Ruh tecellî avında ve gönül kurmuş pusu,
Herkes bir büyülü temâşâ ufkuna ermiş...
O yerde O’ndan başka hiçbir şey işitilmez,
Kulaklara çarpan ses duyguların bestesi;
Saatler 'tik tak' ve günler doğup-batmak bilmez,
Zaman, mekan bilinmezin sırlı hendesesi...
Fethullah Gülen
Akıncı Türküsü
Atlasdan cepkenli yiğit akıncı!
Dönmedin geriye bunca yıl oldu.
Gözlerim yollarda ruhumda sancı,
Elimde güllerim buruşup soldu.

Gezdiğim yerlerde hep seni sordum;
Şimdi gelir diye hayâller kurdum.
Günler geçti ben: “Yarın!” deyip durdum,
Bin hafakan sînem boşalıp doldu...

Ger dizgini artık, şahlansın atın!
Ger ki, va’dedilen günler pek yakın!
Ufukta bahar var, unutma sakın!
Zulmet silindi her yöre nûr oldu.
Fethullah Gülen

Ak Ve Kara
Apaydınlık bir dönem, kol kol gezen güneşler,
Semâda yüzüp giden kehkeşânlara inâd.
Her bucağı Irem Bağları’na denk o günler,
Gök kuşağı gibi zafer tâklarıyla âbâd...

Sonra bir kâbuslu devir ve aranan dünler
Firavunlaşdı herkes firavundan da berbâd.

Harâb oldu her taraf, soldu çiçekler, güller,
Bülbülün dilinde dinmeyen yeisli feryâd.

Gökler gamlı, bulutlar küskün, kurudu göller,
Virânelere döndü her yan, simsiyah eb’âd.

Yine rüyâlarda kor, tütüyor eski günler
Mışıl mışıl döl yatağında milletçe murâd...
Fethullah Gülen

Akyol
Gördüm nurlu geleceği rüyamda bir gece,
Işıklar yağıyordu her tarafa sessizce...

Ahenkle işleyen bir saat gibiydi isler;
Bir bir silinip gitmisti asırlık teşvişler...

Ve herkes birbirine yürekten bakıyordu;
Somaki musluktan kevserler akıyordu.

Tertemiz çehreleri ile geçerken kudsiler,
Ümitlerimize bir bir fer salıp geçtiler.

Yeni bir dünya kuruluyordu; harıl harıl...
Her taraf gökle yarışır gibi... pırıl pırıl !

Geçtikçe tekmil bu şimsek bakışlı yiğitler,
Anladım; muştusu verilen zamanmış meğer.

Civanlar gördüm yüzlerinde gariplik rengi,
Hükmettım kı bunlar,o ilk kudsilerin dengi.

Dolaştım her tarafı usanmadan,bezmeden;
Ziya ıçenlere erdim bir ulu çesmeden...

Şükranla gerilip gezenler vardı kolkola..
Sonra teker teker ulaştı herkes AKYOL'a...
Fethullah Gülen

Allah ve İnsan
Tekmil İnsanlık her an Allah duygusuna aç,
Zihinler şîrâzesiz, zihinler O’na muhtaç...
Sezer her zaman temiz vicdanlar bu duyguyu,
Düşünce çıkmazları Rabb’e ulaşma koyu...
İlmin o engin ufku, mantığın hünerleri,
Dolduramıyor İmandan boşalan yerleri.
Bir sürü ulemâ ve bir sürü de filozof...
Nazariyeleri çarpık, düşünceleri kof.
Ne fikirlerinde sadra şifa veren beyan;
Ne madde ötesini olduğu gibi duyan.
Anlayışlar kısır; her şeyin mebdei meçhûl,
Ve yığınlar faraziyeler ağında ma’lûl.
Oysa, her renkte ve her seste O’ndan bir ma’nâ,
Ruh ve hikmet ufkunda her şey İnsandan yana:
Varlık O’nun nuru, o Nur’un dalgalanışı,
O, hem varlığın hem de hâdiselerin başı...
Bu sırrı kavrayan gönüller oturaklaşır,
Ancak oturaklaşan ruhlar O’na ulaşır.
Gözsüz görmese de her yanı O kaplamakta,
Sırra, hep bu ilâhî münasebet akmakta...
Ve duygular O’na uyanmakta perde perde,
Bir vuslat istikametinde ki az ilerde...
Her tarafta kevserden gürül gürül çeşmeler,
Her yanda İnsan-Allah bestesinden nağmeler.
Fikir bu ufka erip gönülle birleşince,
Ayrı bir visal kapısı açılır her gece.
Bu eşiği aşan ruh kendi özüne erer,
Gerçek İnsan olmaktan gaye de buymuş meğer...
Fethullah Gülen

Altın Tenler
Taptâze altın tenlere benzer bu yiğitler;
İniyor çevrelerine ışıktan demetler...
Sonsuzdan gelen ilhâmla doldukça dolmuşlar,
Hızır’la arkadaş olup sırlara dalmışlar...

Bir büyülü kevserle meğer hepsi de mest imiş,
Gözlerinden belli her biri bir sırra ermiş.
Tûfânlara denk heyecânları var hiç dinmez;
Polat gibi yürek taşırlar korkmaz ve sinmez...

Bilir cihân bunları, belli beldesi köyü,
Çehrelerinde feşedici gizli bir büyü..!
Ve şimdi dehâya denk bu parlak ferâsetler,
Horozu çoktan ötmüş bir kutlu şafak bekler...
Fethullah Gülen

Benim Rabb'im
Benim Rabb’im benim Rabb’im;
Sen’den başka yoktur Rabb’im!
Dostluğunda vefa gördüm;
Sen’in vefan çoktur Rabb’im!
Kapında bendeler Sen’in,
Muradı Sen’sin cümlenin,
Aradan kaldır hicabı,
Görsünler cemâlin Rabb’im.
Ma'rûfsun bilinmez Zât’ın,
Herşeyi kaplamış tahtın;
Görenler görmüştür Sen’i,
Gözsüzlere pinhân Rabb’im!
Bildim diyenler aldandı,
Bilmeyenler nâra yandı;
Gönlümde kenzen bilindin;
Âşıklara sübhân Rabb’im!
Ruhlara ışıktır adın,
Meclislere huzûr yâdın,
Ariflerin son durağı,
Dertlilere derman Rabb’im!
Cürmüm pek çok yok tâatim,
Belki yaklaştı saatim,
Etmezsen inâyet eğer
Kimden ola gufran Rabb’im!
Fethullah Gülen

Hizmet Hareketi hakkında sorular ve cevaplar

Muhammed Çetin'in Hizmet: Questions and Answers on the Gülen Movement adlı kitabı, Hizmet Hareketi ile ilgili tam 340 soruya ikna edici cevaplar veriyor. Soruların hiçbiri masa başında uydurulmuş değil; aksine, hayatın içinde çoklarının aklına gelen ve cevap aradığı sorular bunlar.
İlk değil son da olmayacak. Hizmet, Türkiye ve dünya genelinde mevcut halini müspet ve menfi olarak geliştirse, değiştirse de dünya kamuoyunun ilgisi artan bir hızla devam edecek, Hizmet Hareketi tartışmaların, müzakerelerin ortasında yerini alacak ve hakkındaki yayınların ardı arkası kesilmeyecek. Kehanet değil, bir durum tespiti olarak değerlendirin bu yaklaşımı.
Bu sözleri Blue Dome Press tarafından yayımlanan The Gülen Movement: Civic Service Without Borders adlı eserinden tanıdığımız -ki bu eser İngiltere'de yazılan bir doktora tezidir aynı zamanda- Muhammed Çetin'in Hizmet: Questions and Answers on the Gülen Movement kitabı için söyledim. Yine aynı yayınevi tarafından yayımlanan bu eserin formatı, adından da anlaşılacağı gibi soru-cevap üzerine kurulu. 174 sayfalık kitabında tam 340 soruya cevap vermiş Çetin. Soruların hiçbiri masa başında uydurulmuş sorular değil; aksine, hayatın içinde çoklarının aklına gelen ve cevap aradığı ya da gazete sayfalarından TV ekranlarına, mecmua köşelerinden sohbet meclislerine varıncaya kadar hayatın her alanında rastlanan sorular. Bazıları dostça anlama gayreti ile sorulmuş bu soruların, bazıları düşmanca köşeye sıkıştırmak için... Ama son tahlilde Hizmet'ten cevabı beklenen sorular bunlar. İşte Hizmet'i sosyolojik perspektiften doktora tezine konu yapan, onlarca ulusal ve uluslararası konferansta Hizmet hakkında tebliğler sunan Çetin, söz konusu soruların cevaplandırılmasında etkin bir kalem olarak karşımıza çıkıyor.

Hizmet, hangi bilim dalının konusu?

Hizmet, etkinliğinin dünya genelinde artırmasına bağlı olarak değişik kesimler tarafından değişik şekillerde ele alınan bir yapı bugün. Akademisyenler açısından baktığımızda, "Hizmet çok yönlü -dikkat edin çok yüzlü değil- bir hareket alanına sahip. Eğitimden ekonomiye, medyadan yayıncılığa birçok farklı sahada hayatın içinde. Böyle bir yapı sosyal bilimlerde hangi dalın araştırma sahasına giriyor?" sorusuna net bir cevap arıyor akademisyenler. Sosyolojiden siyasi bilimlere, İslam'dan Ortadoğu araştırmalarına, eğitimden antropolojiye uzanan çok geniş bir yelpazede her bilim dalı, Hizmet'te araştırılacak bir yan ve yön bulabiliyor kendine. Hepsi de kendince haklı. İslami değerlere saygılı, merkezî rolün % 99'unun Müslüman bir ülkenin insanları tarafından üstlenilmesi, İslamî değerlerin yeni bir yorumla kendine yer bulması ve geleneğin sıfırdan veya yeniden üretilmesi itibarıyla İslam kürsüleri; Türkiye'nin Ortadoğu coğrafyasının neredeyse kalbinde yer almasından dolayı Ortadoğu araştırmaları; dünya genelinde eğitim ile ön plana çıkmasından dolayı eğitim bilimleri... Daha devam edebiliriz, her ilim dalı Hizmet'i araştırma konusu yapıyor.
Fakat bu durum sosyal bilimciler için bir zorluğu da beraberinde getiriyor, o da şu: Sivil hareket, sivil toplum kuruluşu, sosyal organizasyon gibi isimlerle anılan sosyal hareketler adına ortaya konulan gruplamaların hiçbirine girmiyor, hiçbiri ile birebir uyum sağlamıyor Hizmet. Benzeri bir örneğin görülmemesi sosyal bilimlerde yeni bir araştırma sahasının bulunması açısından bir zenginlik teşkil ederken, taşlar yerine oturuncaya kadar da kafa karışıklığının sebebi oluyor. Zira belli kalıplara irca edilerek yapılan ne araştırma ne de incelemeler Hizmet'in değerlendirilmesinde bir ölçü olarak kullanılabiliyor.
Bir de buna özellikle Batılı araştırmacıların İslam dini hakkında doğru ve sahih bilgiden yoksun olmalarını, İslam söz konusu olduğunda çok şeyi önyargı ile ele almalarını ilave ederseniz kafa karışıklığı iyice artıyor. Halbuki Hizmet'i doğru değerlendirmek için sahih İslam bilgisine ciddi ihtiyaç var; var çünkü Hizmet'in ortaya koymuş olduğu birçok prensip ve harekete gönüllü katkı sağlayanların davranışları, doğru ve sahih İslam bilgisi olmadan anlaşılamaz. Bir başka ifadeyle, Batılı değerlerle Hizmet hakkında doğru sonuçlara ulaşılamaz. Bu da içeriden yapılan araştırma ve değerlendirmelerin önemini ortaya koymaktadır ki hiç olmazsa yapılacak muhtemel mukayeselerde karşıt bir ölçü olsun, "bir de şu açıdan bakın" denilebilsin.
İlmî disiplinler adına sunduğumuz bu perspektiften bakınca şahsen ben Muhammed Çetin'in bu kitabının hem halk hem de akademisyenler seviyesinde çok faydalı olacağına, zihinlere yeni ufuklar çizeceğine inanıyorum. Zira sorular bahse konu alanların hemen hepsinde kullanılabilecek bilgilerle dolu.

Resmi cevaplar değil...

Sorulara verilen cevapların Hizmet'in resmi cevabı olmadığını belirtmeye gerek yok sanırım. Tüzel bir kişilik olarak Hizmet Hareketi eğer böyle bir şeye ihtiyaç duyarsa bunu resmi kanallardan yapar. Sözcülüğünü üstlenen bir kurum ya da kendisi söz konusu olursa bizzat Hocaefendi veyahut onun namına avukatları kamuoyunun önüne çıkar, gerekli açıklamaları yapar ve bu açıklamalar bağlayıcı da olur. Ama Muhammed Çetin'in kitabı için aynı şey söylenemez. Onun için bu cevapları, Hizmet'i araştıran bir akademisyenin cevapları olarak okumak önemlidir. Katılmadığınız yerler olabilir; nitekim benim kendime göre şöyle de düşünülebilir, bunlar da ilave edilebilir dediğim yerler oldu. Okuma esnasında bu türlü yerleri belirleyip daha sonra yazar veya yayınevi ile temasa geçmeniz "barika-yı hakikat"in ortaya çıkmasına hizmet edebilir.
Birkaç cümleyle de olsa kitaba geri döneyim. Bana göre çok güzel bir tasnifi var. Zaten böylesi bir tasnif olmasaydı balta girmemiş ormana rehbersiz giren insanlar gibi, okuyucu 340 sorunun arasında kaybolurdu. Dolayısıyla sözünü ettiğimiz tasnif, ormanda rehber rolünü oynamış. Ana bölümler; giriş, hizmetin tarihçesi, aktivite, hizmet ve kurumları, mobilizasyon denilen yeryüzüne hizmet adına seferberlik, hedefleri, kimlik ve katılımcıları, ödül ve teşvik edici unsurları, fedakârlık, muhalifleri, hizmetin yapısı ya da ana karakteristik özellikleri ve etkisi üzerine başlıklardan oluşuyor. Her bölümde onlarca soruya, sorunun mahiyetine göre kısa veya uzun cevaplar var.
Bu eserin faydalı olacağına inanıyorum. Yazarına ve Blue Dome Press'e teşekkürler. Umarım bu tanıtım yazısı kitabın Türkçeye tercümesini hızlandırır.

M.Fethullah Gülen Hocaefendinin sunmuş olduğu hizmetlerin ve bu yolda var olanların buluşma alanı.